Olympos & Çıralı— el değmemiş son kalan cennet köşesi..
Antalya’nın güney sahillerinde Phaselis’ten sonra ikinci önemli liman kenti Olympos’tur. Şehir adını, 16. km. kuzeyindeki Torosların batı uzantılarından biri olan 2375 m. yüksekliğe sahip Tahtalı Dağı’ndan alır. Beydağları-Olympos Milli Parkı sınırları içindedır. Kesin kuruluş tarihi bilinmemekle birlikte İ.Ö.167–168 yılarında basılan Likya Birlik sikkelerinde adı geçen Olympos, Likya Birliği’nde üç oy hakkına sahip 6 şehirden biridir. Birlik’te Likya’nın doğusunu temsil etmiştir. Kentin günümüze ulaşmış kalıntılarının çoğu orman içinde ağaç ve çalılarla örtülü olup, Helenistik, Roma, Bizans dönemlerine aittir. Olympos’un günümüze kadar ulaşmış kalıntıları genellikle doğudan batıya, doğru hızla denize akan bir ırmağın ağzında ve her iki yakasında yer alır. Antik dönemde kenti ikiye bölen nehir yatağı bir kanal içine alınarak her iki yakası da iskele olarak kullanılmış ve köprü ile birbirine bağlanmıştır. Bugün köprünün bir ayağı yerinde durmaktadır. Güney kıyıda, Hellenistik dönemin çokgen örgülü duvarı ile yanındaki Roma ve Bizans onarımlarını işaret eden bölümü görülmektedir. Nehir ağzına yakın bir yerde küçük ve dik akropolde geç dönemlerden kalan yapı kalıntıları yer alır. Irmağın güney kıyısındaki Hellenistik temelli ve Roma onarımlı küçük tiyatro oldukça harap olup, girişin bir yanı iyi korunmuş durumdadır. Şehrin görülebilir diğer önemli yapısı ise ırmak ağzının 150 m. batısında yer alan tapınak kapısıdır. İon düzeninde küçük bir tapınağa ait olduğu mimari parçalardan, Roma İmparatoru Markus Aurellius (İ.S. 172–173) adına yapıldığı da kapı önündeki heykel kaidesinden anlaşılmaktadır. Kalıntılar arasında en ilginci Antalya Müzesince yürütülen kazılarla gün ışığına çıkarılmış olan “Kaptan Eudomus’un lahdidir”. Nehir ağzının hemen yanında kayalığın oyuğunda yer alan lahit hem duygu dolu şiirsel ithaf yazıtında kaptanın adını vermesi, hem de uzun kenarındaki gemi kabartmasında gemisinin şeklini vermesi açısından da büyük önem göstermektedir. Olympos’un doğusunda, sahilden 300 m. ileride Caretta’arın yumurta bıraktığı muhteşem kumsalı ve pek çok bitkinin yaşadığı sahil kumulları ile ünlü, Çıralı yerleşimi yer alır. Kentin birkaç kilometre güneybatısındaki Çakaltepe olarak anılan yükseltinin güney yamacından devamlı olarak alev çıkar. Özellikle geceleri çok etkileyici olan bu doğa olayı metan gazının asırlardır aynı noktadan yeryüzüne ulaşmasından başka bir şey değildir. Bu doğa olayı Likya’da yaşayan ve soluğundan ateş püskürdüğüne inanılan Khimaira canavarı ile özdeşleşmiş ve bu sayede Olympos, Bellerophontes efsanesine ev sahipliği yapmıştır. Zamanla demirci Tanrı Hephaistos’un kült merkezi, Roma ve Bizans dönemlerinde de dini merkez olarak kullanılan alanda yer yer orijinal blokları görülebilen kutsal yol ile alevlerin etrafındaki bir takım yapıların temellerini görmek mümkündür. İç duvarları yer yer freskolarla süslü Bizans Kilisesi ise alandaki en anıtsal kalıntıdır. (Kaynakça:Olympos, Antalya Tanıtım Kitabı, Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2017, Antalya)
200 yılı aşkın bir süredir Likya keşfedilmektedir. Bu benzersiz bölgeden araştırmacıların ne denli etkilendiklerini yukarıdaki birkaç örnek göstermektedir ki; bölge hala araştırmacıları şaşırtmaya devam eden muhteşem kalıntıları ve akıl almaz doğasıyla araştırma ve kazıların ilgi odağı olmaya devam etmektedir. Bugüne dek gerçekleştirilen kazı ve araştırmalar sonucunda şimdilik aşağıda özetlenecek olan tarih oluşmuştur. Her bir yeni bulgu bu eski hikâyeye yeni parçalar eklemekte ve gün geçtikçe daha anlaşılır bir Likya geçmişi oluşmaktadır.“…bu toprakların şimdiki yoksulluğu ve terk edilmişliği bir yana, sahip olduğu birçok antik dönem kalıntısı; onun bir zamanlar antik dünyanın en kalabalık ve en bahtiyar bölgelerinden birisi olduğunu...
» Devamını oku ..Phasellis’ten başlayan ve Fethiye’ye uzanan 509 km lik yürüyüş yolu sadece Türkiye değil , dünyanın en uzun ve en keyifli aynı zamanda en uzun 10 trekking yürüyüş parkurlarından birisi olarak görünüyor.Türkiye’nin uluslararası işaret sistemiyle belirlenen ilk uzun yürüyüş rotası Likya Yolu’nun bır kısmı halen kullanılmakta olan eski göç yollarından oluşuyor. Take Yarımadası’nı kendilerine yurt edinen Anadolu’nun en eski halklarından biri olan Likyalılar’ın izini süren yürüyüş rotası, tarihi mekânların yanı sıra Ölüdeniz, Kabak Koyu, Yediburunlar, Patara, Kalkan, Kaş, Demre, Finike, Adrasan, Çıralı gibi tatil beldelerinin güzargah üzerinde bulunması, 18 Likya kenti ve yeşille mavinin birbirine karıştığı doğal güzellikler içinden geçiyor...
» Devamını oku ..Türkiye’de dalış tutkunlarının büyük bir keyifle ziyaret ettikleri kıyılar denilince akla hemen likya bölgesindeki Kaş, Kalkan ve Fethiye çevresi gelir. Tam olarak Antalya ile Fethiye arasındaki bu iki nokta, su altında uzun mesafede net görüş sunar. Bu sayede berrak, akvaryum gibi bir suda balıklarla yüzmenin ışıltılı keyfini yaşayabilirsiniz. Eğer scuba diving için Türkiye’de keyifli bir tatil yeri arıyorsanız bu bölge sizi memnun edecektir. Likya bölgesinin zengin sualtını keşfetmek için bölgedeki deneyimli dalış okullarıyla irtibata geçebilirsiniz. Akdeniz’in en önemli dalış bölgelerinden birisi olan Kaş’ta; kanyon, batık, duvar ve gece dalışı yapılabilmektedir. Akdeniz’in eski batıklarını ve büyüleyen denizaltını görmek istiyorsanız...
» Devamını oku ..Kaş’ı havadan görmenin tek yolu olan yamaç paraşütü, 590 metre yükseklikteki Kırdavlı Tepe’den uzman pilotlar eşliğinde yapılır. Kaş’ı koyları ve adacıklarıyla, havada süzülerek yaşamak, bunu deneyimleyenler tarafından “her insanın hayatında en az bir kez yaşaması gereken bir macera” olarak anılır. Modern ve güvenilir ekipmanlar ve tecrübeli eğitmenlerle, yamaç paraşütünü her isteyen yapabilir. Hava koşulları elverişli olduğu takdirde, yamaç paraşütü yıl boyunca gerçekleştirilebilen bir aktivitedir. Likya'da Yamaç Paraşütü
» Devamını oku ..Likya'nın önemli kentlerinden olan Kaş, ilçeyi çevreleyen Antik Döneme ait kentler ve tarihsel değerlerle doyumsuz kültür seyahatleri;Akdeniz'in derinlerde yarattığı heyecanları doruklarda hissettiren sualtı dalışları;Nehirlerde yapılan macera dolu 'kano turları', ekolojik uyumun keşfedildiği 'doğa yürüyüşleri';Derin ve karanlık mağaralara teknik donanımlı mağara dalışları;Yüksek dağlardan turkuaz renkli suların manzarasına süzülen 'yamaç paraşütü';Akdeniz'de değerli taşları andıran adalar ile çevreye yapılacak 'Mavi Yolculuk ve tekne turları;Damak tadınıza uygun deniz ürünleri ve dağlarda yetişen kokulu otlarla tatlandırılan yöresel yemeklerden oluşan mönüsü;Yüzlerce yılın mirası, el sanatlarının çeşit ve güzelliği;Kaş'ın bağlı olduğu...
» Devamını oku ..Kaş’ın yaklaşık 30 km batısında bulunan Kalkan, bir tabloyu andıran güzelliği ile küçük bir liman kasabasıdır. Kalkan’nın alameti farikası olan ve kasabayı meşhur eden eski Rumevleri başarılı tadilat çalışmalarıyla yenilenmiş ve eski muhteşem günlerine dönmüşlerdir. Son yıllarda popüler olan Kalkan’ın çevresi, yazlık evlere yönelik hızlı bir yapılanma içine girmiştir. Yaz aylarında çok canlı olan Kalkan; hoş barları, küçük otel ve pansiyonları ve belki de hepsinden önemlisi, leziz tatlar sunan balık restoranları ile ünlüdür. Kalkan’ın denize eğimli dar sokaklarından yat limanına yürüdüğünüzde, Akdeniz mimarisinin beyaz aydınlığı ve balkonlardan sarkan rengarenk çiçeklerin ve sarmaşıkların arasında büyüleneceksiniz. Kalkan Hakkında...
» Devamını oku ..Olympos & Çıralı— el değmemiş son kalan cennet köşesi..Antalya’nın güney sahillerinde Phaselis’ten sonra ikinci önemli liman kenti Olympos’tur. Şehir adını, 16. km. kuzeyindeki Torosların batı uzantılarından biri olan 2375 m. yüksekliğe sahip Tahtalı Dağı’ndan alır. Beydağları-Olympos Milli Parkı sınırları içindedır. Kesin kuruluş tarihi bilinmemekle birlikte İ.Ö.167–168 yılarında basılan Likya Birlik sikkelerinde adı geçen Olympos, Likya Birliği’nde üç oy hakkına sahip 6 şehirden biridir. Birlik’te Likya’nın doğusunu temsil etmiştir. Kentin günümüze ulaşmış kalıntılarının çoğu orman içinde ağaç ve çalılarla örtülü olup, Helenistik, Roma, Bizans dönemlerine aittir. Olympos’un günümüze kadar ulaşmış kalıntıları genellikle doğudan...
» Devamını oku ..Patara çok güzel bir liman kenti olmasının yanı sıra , Likya Birliği’nin başkentliğini yapmıştır . Bölge tarihi ve kültürel eserlere, eşsiz doğal zenginliğe ve güzelliğe sahiptir. Özellikle Türkiye'nin Akdeniz kıyı sahillerinde deniz kaplumbağaların 17 yumurtlama ve üreme sahasından biri olan Patara Kumsalı, 1.derece önemli yumurtlama ve üreme alanı olarak koruma altındadır .Patara Antik kenti, arkeolojik ve doğal değerleri açısından Likya Bölgesi’nin en önemli merkezlerinden biridir. Eski çağlardan günümüze dek süren yerleşim, Patara’nın sınırlarını oluşturan bu günkü Gelemiş Köyü’nün zamanımızda tanınmasına ve tercih edilmesine olanak hazırlamıştır .Patara I. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescil edilen antik kent kesiminin...
» Devamını oku ..